Balık çeşitleri

Balık çeşitleri

2 Mart 2015 Pazartesi

Tekne için balık bulucu

Tekne henüz yapım aşamasındayken bir balık bulucu alıp firmaya göndertmek istiyorum. Bunun için pek çok forumda araştırma yaptım. Araştırmalarıma göre balık bulucunun renkli olmasının bir avantajı yok. Önemli konu suyun en derinini bile doğru olarak gösterebilmesi. Çünkü frekansı az olan balık bulucular dipteki balıkları gösterememekte. Balık bulucunun bir avantajıda suyun derinliğini ve dip şekillerini gösterebilmesi. Bu durumda suyun dibindeki kayalıkları dahil görebiliyorsunuz böylece yeni mera denemeleri yapabilirsiniz. Balık bulucular için en bilindik ve en güvenilir olarak 2 marka öne çıkıyor. Garmin ve Humminbird. Youtube'da yaptığım incelemeler ve okuduklarım sonunda Garmin Echo 201'e karar verdim. Trol teknesi veya gırgır olmadığımız için aşırı beklentiler içerisinde değilim. Sadece dip şekilleri, orta su ve yüzeye yakın bölgedeki balıkları göstermesi fazlasıyla yeterli olacaktır.

Balık bulucuyu taktığınız yerin önemi yüksek. Belli hızlara ulaştığınızda kesin görüntüleri elde edemiyorsunuz. Fakat çok düşük olmayan hızlarda bile doğru görüntüyü alabilmek için montajın yapıldığı yere özen göstermeniz gerekiyor. Pervanenin yarattığı anaforda görüntüyü almanız zorlaşabiliyor. Bu yüzden bu işi bilen bir kişiye monte ettirmeniz veya uzun bir araştırmadan sonra montajı yapmanız önemli.

22 Şubat 2015 Pazar

Amatör balık avcılığı ve gezinti teknesi önerileri

Uzun zamandır dayımla birlikte bir tekne almanın peşindeyiz. Yüzlerce farklı tekne çeşidi arasından doğru seçimi yapmak için bu konuyu çok uzunca süre araştırmak zorunda kaldık, bu süreç içerisinde bir sürü farklı firmayla irtibata geçtik, forum önerilerini dikkate aldık.

Öncelikle teknenizi ne sıklıkla kullanacağınız, ne şartlarda kullanacağınız, genel olarak ne amaçla kullanacağınız, kamaralı mı kamarasız mı, içten takma mı dıştan takma mı, fiber mi ahşap mı gibi soruları cevaplamanız yararınıza olacaktır. Biz genel olarak tekneyi Şile'de kullanacağımız için ve kışın da karaya çekme amacımız olmadığı için öncelikle kamaralı bir tekne arayışı içerisine girdik. Fiber tekneler daha az bakım gerektirdiğinden dolayı kararımız kesinlikle fiber oldu. Amacımız tekneyle hız yapabilmek değil daha çok sırtı avlarında kullanabilmekti ve bunu da ekonomik olarak gerçekleştirmek istiyorduk. Bu sebeple maksimum torkunu daha düşük devirlerde veren içten takma dizel motorda karar kıldık. Ayrıca içten takma motorun kapak kısmını da masa olarak kullanabilecek olmamız ayrı bir avantaj. Fakat içten takma motorların da dıştan takma motorların da kendine göre dezavantajları var. Öncelikle dizel motorlar çok daha fazla sesli çalışmakta. Bunun önüne geçebilmek için planımız motor bölümüne ses izolasyonu yapmak. Ayrıca dizel motorlar dıştan takma motorlara göre daha fazla titreşim yapmakta. Bunun önüne geçebilmek için teknenin montajının birbirine uygun parçalardan yapılması çok önemli. Farklı şanzıman, uyumsuz motor, motor montajı işleminin uygunsuz olarak yapılması titreşim ve çeşitli uyumsuzluklar yaratmakta. Dıştan takma motorlara gelince, dizel motorun verdiği torku verebilmesi için motorun daha yüksek devirlere ulaşması gerekmekte. Bu durumda daha fazla yakıt sarfiyatına sebep oluyor. Aynı zamanda dizelin ulaştığı millere ulaşabilmek için daha yüksek beygirli motor arayışına girmek zorundasınız. Böylece motoru alırken ki maliyetiniz de yükselmekte. Tabi ki motor seçimi kişinin kendi tercihine ve kullanım stiline kalmış. Alacağımız tekne deplasman tipi yani suyu yararak giden, nispeten daha yavaş ama daha ekonomik türde bir tekne olmalıydı. Bu yüzden araştırmalarımızı bu tarz bir tekne üzerinde yoğunlaştırdık.

Türkiyede bu tarz tekneleri üreten bir çok firma var. İnternette ufak bir araştırmayla bu firmalara ulaşmak mümkün. Sizin için bunu biraz daha kolaylaştırmak için bir kaç örnek vereceğim. Öncelikle araştırmaya Tacar'ın Balıkçı 6.50 modeliyle başladık. Ağırlığının düşük olması kullanılması gereken motorun da daha düşük beygir gücünde olmasını sağlıyordu. Uzun yıllardır su sporları geçmişim, denize yakın yerlerde büyümüş olmam sayesinde pek çok teknenin üzerinde bulunmak durumunda kaldım. Bu süreç içerisinde dikkatimi çeken hafif teknelerin sert havalara karşı direncide düşük olmakta, fazla savrulmakta ve yalpalamakta. Bu yüzden daha ağır teknelere yöneldik. Ufak bir araştırma sonucunda Kutlay Marine'in Rakser Sloop modelini incelemeye aldık. Açıkçası görünümü ve oturma dizaynının orijinalliği gerçekten çok dikkatimizi çekti. Gerçekten çok estetik görünümlü bir tekne. Fakat Kutlay Marine'in tanınırlığının fazla olmaması, internette referans gösteren neredeyse hiç kimsenin olmaması tekneyi elimizden çıkartmak durumunda kaldığımızda sıkıntı çıkarabileceği düşüncesine soktu. Bu sebeple içimize tam sinmese de Rakser Sloop'u da elemek zorunda kaldık. Bir sonraki gözlemimizi Kaya Marin Deluxe üzerinde yaptık. 6.90 modeli fazlasıyla lüks gelmişti fakat Kaya Marin Deluxe Hobby modeli tam istediğimiz gibiydi. Firmaya mail adresi üzerinden ulaşmaya çalıştığımızda maalesef bir yanıt alamadık, o yüzden elemek zorunda kaldık. Bu sırada Özkaya'nın Dolphin Modeliyle ilgilendikten sonra rotamızı son opsiyona çevirdik. Rota Fisher 6.60!

Rota yazları Bodrumda fazlasıyla gördüğüm, içerisine daha önce bindiğim, denizciliği konusunda hiç ama hiç kafamda soru işareti bırakmamış muhteşem bir tekne. Oturma bölümlerinin genişliği, ikinci el pazaranın yaygın olması, internette en çok referans alacabileceğiniz teknelerden biri olması gibi sebepler gözümüzü hepten Rotaya çevirmemize sebep oldu. Bu süreç içerisinde internette iletişim konusunda en ilgili şirket olması, üretim ve teslimat sırasında ve sonrasında da ilgilerini esirgemeyecekleri intibası oluşturdu. Standart donanımları amatör balık avcılığı ve gezinti için fazlasıyla yeterli olduğundan dolayı sonuç olarak Rota üzerinde karar kıldık ve Cuma günü siparişimizi verdik. Teslimatımız 4 ay sonra. Tekne geldikten sonra yaptığımız avlar ve raporları da sizlerle paylaşmayı düşünmekteyim!

Rastgelsin...

Spin At Çek avcılığında olta atış teknikleri

Merhabalar,
At çek avında uzak mesafelere ermek için öncelikle kullanacağınız kamışın atarına dikkat etmeniz gerekmekte. 10-30'luk bir kamışta 5 gr'lık sahte atmaya çalışırsanız sahteniz istediğiniz kadar uzağa gitmeyecektir. Bu sebeple kamış alırken öncelikle kullanacağınız sahteleri gözden geçirip kamışınızı ona göre almanız gerekmektedir.

Atış tekniği normal surf avcılığından farklıdır. Spin kamışınızı kesinlikle omuz hizanızdan aşağı indirmemelisiniz. Sahtenizi arkanızda yere koyup bombeli bir atma tekniği kullanmamalısınız. Sahtenizi bombeli şekilde fırlattığınızda ip gökkuşağı görüntüsü oluşturacak sahteniz ileriye gideceğine yukarıya doğru momentum kazanacaktır ve böylece gerekli atış mesafesine ulaşamayacaksınız. En basit ve en etkili yöntem sahteyi sanki bir tüfekmiş gibi omuzunuza dayamak ve omuzundan oluşturacağınız ivmeyle havaya değil ileriye doğru fırlatmaktır. Aşağıda paylaşacağım youtube videosunda yan atış stili, omuz üstü atış stili gibi 5 farklı stil gösterilmektedir.

Rastgelsin...


21 Şubat 2015 Cumartesi

İstanbul Şilede Av Veren Balıklar

Merhabalar,
İstanbul'un en güzel yerleşim yerlerinden biri olan Şile balık konusunda da gerek göl ve nehirleri gerekse deniziyle mevsimine göre verimli olmaktadır. Çocukluğumun yazlarının geçtiği Şilede tabi ki en popüler balık Palamuttur. Eylül ayıyla birlikte kalkan av yasağıyla palamut Şilede kıyıdan ve açıktan bereketli bir şekilde av vermeye başlar. Eylül-Ekim ve hatta Kasım aylarında büyük mendireğin dışarısından ve Maşatlığın kayalıklarından lüfer ve çinekop av vermektedir. Soğuk mevsimde istavrit nadir de olsa av verebilir. Sıcak mevsimde zargana av verebilmektedir. Şile'nin çeşitli bölgelerinde Levrek av verebilmektedir. Şile'ye gelmeden Kurna plajı, Şile Ayazma Plajı ve Kumbaba arasındaki derenin denize döküldüğü yer gayet levrek avı verebilmektedir. Aynı zamanda kalkan avı da derenin denize döküldüğü bu bölgede yapılabilmekte, ayrıca Kabakoz ve Akçakese plajları da kalkan konusunda verimli olmaktadır. Şile'de kalkan avının en verimli olduğu vakit Mart ve Nisan ayları civarıdır.

Rastgelsin...

Kaliteli Sahte Kullanımının Faydaları

Merhabalar,
Bu başlığı sahte fiyatları arasındaki büyük farkları merak eden arkadaşlar için yazıyorum. Nispeten yüksek fiyatları olan Daiwa, Yozuri, Ima, Maria, Duo gibi markalar kullanıcılarına daha efektif sahteler sunabilmek için yüksek bedeller karşılığı ar-ge çalışmaları yapmaktalar. Bu ar-ge çalışmaları sonuçlarında en yüksek atış erimi, sahtenin kendinden aldığı aksiyon, sahtenin aerodinamiği, içerisinde ağırlığın yer değişimini sağlayan ve suda ses ve titreşim oluşturan bilyaların verimi gibi konular geliştirilir. Bu şekilde sahtenin avcılığı arttırılır. Ayrıca kullanılan iğnelerin kalitesi, paslanmazlığı gibi konular fiyatları etkilemektedir. Levrek gibi sinsi balıkların avlanmasında sahtelerin verimliliği daha öne çıkmaktadır, lüfer ve çinekop gibi fazlasıyla avcı balıklar için ise sahtenin kalitesi fazlaca önem göstermemekte, muhtelif ucuz sahteler de sonuç getirmektedir. Ancak ne olursa olsun özellikle ucuz sahtelerin iğneleri kontrol edilmeli, gerekli görüldüğü taktirde değiştirilmelidir. Bu şekilde sahte balığın dikkatini çektiğinde ve balık sahteye saldırdığında balığı daha önce tecrübe ettiğim iğne sebepli kaçırma şanssızlığı ortadan kalkacaktır.
Rastgelsin...

Kıyıdan Levrek Avında Dalgalar, Sahtenin Gönderilmesi Gereken Asıl Yer


Esintili ve dalgalı havalar levreklerin en rahat beslenebildiği, çeşitli yemlere ulaşabildiği havalardır. Bu havalarda kumun altındaki kurtlar, böcekler ve çeşitli yemler dalgaların yarattığı mukavemet ve çekimle su üstüne çıkarlar ve bu durumda tabiri caizse levrekler ziyafet çekerler. Bu yüzden bu tarz havalar levreklerin sahillere yanaştığı su üstüne çıkan yemleri avladığı ve rahatlıkla av verebildiği havalardır.

Dalgalar sahillerin kum yapısına göre kırılırlar ve kırılıp sahile vurduktan sonra geri dönerler. Bu geri dönüş akıntılar sayesinde olur ve akıntılar içine çektikleri her şeyi de kendileriyle birlikte götürür ve belli bir yerde toplarlar. İşte bu yer levreklerin efor sarf etmeden avlanabildiği, dalgalara karşı ekstra direnç göstermek zorunda olmadıkları yerlerdir. İşte biz levrek avcıları için bu noktalar kritiktir. Afiyetle beslenen ve efor sarf etmeyen levreklerimiz daha büyük avlara da hayır demeyeceklerdir. Sahile paralel, söylenen noktalara yapılan atışlar levreklerimizin dikkatini çekecektir ve levreklerimizin av verme şansı artacaktır.

Fotoğrafta görülen dalga 1 numaralı bölgede kırılmaya başlıyor, 2 de sahile vuruyor ve geriye dönüş hareketine başlıyor, 3 numaralı alanda akıntıyla ilerliyor ve sonuç olarak 4 numaralı noktada bitiyor. İşte levreklerimiz ziyafet çektiği nokta burası. Sahtemizi bu noktanın yan tarafına doğru gönderip paralel olarak çektiğimizde levreğin sahtemizi görme şansını arttırıyoruz böylece av verme şansı da artıyor. Aşağıda bu bilgiyi pekiştirmek için vereceğim fotoğraflar bulunmaktadır.




Levrek Avında Kullandığım Etkinliği Kanıtlı Rapalalar

Biliyorsunuz ki bütün spin avcılarının en merak ettiği ve ulaşmak için en çok uğraştığı balıktır levrek. Sabahın köründe meralarımıza gideriz, ufak tefek balıkların kaçışmaları, suyun içerisinde oluşan çombalaklar işte sakin meralarda aradığımız görüntü. Peki ya lodoslar ve poyrazlar, şiddetli esintiler, sahile doğru kırılan dalgalar, tam da levreğin avlanma vakti! Peki hangi rapalalar? Hangi rapala hangi aksiyon? Rapalamız hangi hava koşulunda ne renk olmalı? Gece mi gündüz mü? Hızlı mı çekmeli yavaş mı çekmeli? Peki ya silikon balıklar, kullanmalı mı kullanmamalı mı? Kafamızı karıştıran yüzlerce binlerce sorular.

Bütün soruların cevabı deneyim, doğru mera, doğru ekipman ve son olarak kısmet... Bu konuda size ancak deneyim ve doğru ekipman konusunda yardımcı olabiliyorum. Gerisi şansınıza, gezdiğiniz gördüğünüz veya daha önce duyduğunuz meralara kalmış...

Levrek genel olarak çalkantılı havaların balığıdır, av şansınızı arttırmak için en güzel hava şiddetli esintilerin olduğu, dalgaların sahile yakın alanlarda kırıldığı ve su altı akıntıları oluşturduğu alanlardır. Su altı akıntılarıyla ilgili daha sonra ayrı bir sayfa yazacağım. İşte bu tarz havalarda öncelikle kullanmanız gereken sahteler rüzgar direncine karşı koyabilecek aerodinamikte, nispeten ağır sahteler olmalıdır. Eğer rüzgar şiddeti gerçekten çok yoğunsa ağırlığı yüksek kaşıklar surf kamışlarla kullanılabilir. Bu tarz havalarda GES sahtesinin kullanımın başarılı olduğu çeşitli youtube videolarında ve forumlarda görebilir. Nitekim kendi tecrübelerim doğrultusunda en çok levrek aldığım sahte Remixon'un 14.5 cm'lik Fortuna Salti beyaz renkli modelidir. Aynı zamanda çeşitli kaşıklarla da levrekleri kandırabilmişliğim olmuştur.

Durgun havalarda genellikle levrek avının yapılmayacağına dair görüşler olsa da bu kesinlikle yanlıştır. Durgun havalarda mera seçimi önem kazanmaktadır, balıkçı teknelerinin bıraktığı balık atıklarının peşinden gelen levrekler veya dibi taşlık kayalık alanlarda diğer balık yavrularını arayan levrekler güzel av verebilir. Bu tip ortamlar için avın saati de önem göstermektedir. Sabah güneş doğmaya yakın saatler ve akşam güneş batmadan balıkların en agresif av verdiği saatlerdir. Bu tip ortamlarda eğer avlanılan bölge sığ ise wtd aksiyonlu su üstü sahteler en yüksek verimi vermektedir. Bu tarz sahteler için en önemli ve en verimli örnek Rover 98'dir. WTD aksiyonlu bir Rover 98 yaralı bir yavru kefal gibi gözüktüğü için levreklerin dikkatini fazlasıyla çeker. Eğer avlandığınız liman bölgesi veya taşlık bölge 2-3 metreden derin ise bu seferde dalarlı sahteler veya silikon sahteler daha verimli olacaktır. Silikon ve dalarlı sahteler için vereceğiniz aksiyon hızlı sarım arkasından 2-3 saniye aralık ve tekrar hızlı sarım veya kısa sarım 2-3 saniye aralık ve kısa sarım şeklinde olmalıdır. Bu da yorulmuş yaralı bir balık simülasyonu yarattığından levreğin iştahini açacaktır. Rapalalar konusunda bu koşullar için öne çıkan daha efektif diyebileceğim bir marka model yoktur. Silikon kullanımı olacaksa nispeten daha ucuz ve etkisi kanıtlı olan Ragot Raglou'lar verimli olacaktır.

Umarım verdiğim bilgiler size fayda getirir. İleride bu konuda daha detaylı paylaşımlara devam edeceğim. Rastgelsin...